PATLICANLI BİBERLİ BÖREK

Günaydınlar,

Nasılsınız bakalım, keyifler yerinde mi ?

Bugün sizlere pamuk gibi yumuşacık ve inanılmaz lezzetli bir börek tarifi vereceğim. Mayalı hamurdan yapılıyor, harika bir tarif. Ben kaç tane yedim bilmiyorum. Bu tarifi mutlaka defterinize not edin derim ben... 

Benim için zaten patlıcanlı börek denince akan sular duruyor. İster yufkayla yapılsın, ister milföyle... Hepsine evetttt :))

Fakat bu börek elde açılıyor ve ayrı bir tadı var bu yüzden.

Sizi fazla bekletmeden hemen tarife geçmek istiyorum.

PATLICANLI BİBERLİ BÖREK


Malzemeler:

Hamuru için:

4 su bardağı un,

1 çay bardağı ılık süt,

1 çay bardağı sıvıyağ,

1 çorba kaşığı ılık su,

1 yumurta (1 yumurta beyazı üzerinden kalanı ekledim)

1/2 pkt instant maya (yada 1/2 pkt yaş maya)

tuz,


İç Harcı için:

2 tombul patlıcan,

1 büyük soğan,

1 kırmızı biber,

2 yeşil biber,

6-7 dal maydanoz,

tuz, karabiber, kimyon

zeytinyağı


Üzeri İçin: 

1 yumurta sarısı

çörek otu


Not: Halkmar'dan bir komşumun tavsiyesiyle aldığım acılı baharat'tan 1 çay kaşığı kadar koydum müthiş bir lezzet verdi. Yakınınızda Halkmar varsa mutlaka ama mutlaka bu karışım baharattan alın. 

Köfteye, ve patatesli böreğe de denedik, çok ama çok yakışıyor...

Yapılışı:

Öncelikle hamurumuzu hazırlayalım. Genişçe bir kabın içine elediğimiz unu alalım. Ortasına yumurtayı kıralım. mayayı, sıvıyağı, sütü, suyu ve tuzu ekleyip güzelce yoğuralım. Kıvam alan hamurumuzun üzerini kapatıp yaklaşık 30 dk mayalanması için bekletelim.

Bu arada iç malzemesini hazırlayalım. Soğanları küçük küçük küp şeklinde doğrayalım. Tencereye zeytinyağını ilave edip soğanları soteleyelim. Ardından küçük küçük doğradığımız yeşil ve kırmızı biberi de tencereye ekleyelim. Kavurmaya devam edelim. Patlıcanların kabuklarını soyup küp küp doğrayıp tencereye ekleyelim. Bütün sebzelerin soteleyelim. İnce ince kıydığımız maydanozu, tuzunu ve diğer baharatları da ekleyip şöyle bir karıştıralım. Pişmiş olan iç harcımızı soğuması için bekletelim.

Mayalanan hamurdan mandalina büyüklüğünde parçalar koparıp bezeler yapalım. Bir tabağa zeytinyağı koyalım. Bezeyi tezgaha alıp oval olacak şekilde elimizi arada zeytinyağına batırarak hamura şekil vererek açalım.

( Siz bu aşamada isterseniz merdane de kullanabilirsiniz.) Şekil alan hamurumuzun uzun kenarına iç harcımızdan koyalım ve rulo yapalım. İki ucundan çok hafif esnetelim. Bir ucundan başlayarak içe doğru kıvırıp gül şekli verelim.

Yağlı kağıt serdiğimiz fırın tepsimize böreğimizi yerleştirelim. Tüm bezeler bitene kadar aynı işlemi uygulayalım. Sonra üzerine yumurta sarısı sürüp çörek otu ile süsleyelim. Önceden ısıtılmış fırında turbo ayarda yaklaşık 15 dk  kadar pişirelim. Üzeri nar gibi kızarınca fırından alalım.

Afiyet Olsun... 

BİR KEZ DAHA / ASLI ERDOĞAN

Uzun zaman önceydi, İstanbul' a yeni gelmiş, bu koskocaman adamı neredeyse yutmaya hazır şehre uyum sağlamaya çalışıyordum. Yeni yazarlar, özlellikle de Türk yazarlar okumaya başladığım bir dönemdi. Kendimi ifade etmek için kendini ifade etmiş yazarları takip ediyordum.

Benim için çok zorlu geçen bu dönemde, Aslı Erdoğan'ın "Kırmızı Pelerinli Kent" adlı kitabını okumuş ve çok etkilenmiştim. Altını çize çize, kenara kıyıya not ala ala okumuştum. O günden beri yazarın benim için hep ayrı bir yeri oldu. Bir kitabını okumakla hemen kanıya varmak olur mu hiç demeyin, bazen bir paragraf ya da cümle sizle yazar arasında yıkılmaz bağlar kurulmasına neden olabiliyor. 

Gelelim, "Bir Kez Daha" adlı kitabına: Özlediğim sınırlardan içeriye giriş yapmak, bana ait bir bahçede tek başıma bir gezintiye çıkmak  gibi oldu yeniden Aslı Erdoğan okumak.. Özlemişim..

Aslı Erdoğan, Radikal gazetesinde yazdığı yazılarını derlemiş bu kitabında. Gündemi takip etmişseniz. Arka arkaya okuduğunuz her bölüm, ülke ve dünya tarihine uzaktan bakmamı, yakın geçmişte yaşananları yeniden değerlendirmemi sağladı. Etkileyici sözler, cümleler, paragraflar birbirini kovalarken, altını çizdiğim ve notlar aldığım yerleri gittikçe çoğaldı.. Yazarın kaleminde çok yakından tanıdığım, bildiğim, aşina olduğum o tadı yeniden hissetmek, hele de içinde bulunduğumuz bugünlerde bu yazıları okumak benim için çok anlamlı oldu.. Bu aralar ne okusam diyenlere  ya da merak edenlere bir Aslı Erdoğan kitabı okumalarını tavsiye edebilirim.

Şimdiden keyifli okumalar..

Sevgiler..



Bir Kez Daha 

Yolculuk, yazma ya da okuma eylemi için sıkça kullanılan bir metafor. Bu "yolculuk " göl kıyısında tatlı bir gezinti olarak gerçekleşebilir, ayak izlerimizle dolu tanıdık bir kentte de, geçmişin soğuk bir dip akıntısı gibi sızdığı "şimdi" de, benlik ile dış dünyanın kaygan sınırında da. Hangi labirente dalarsak dalalım, eninde sonunda karşımıza "İNSAN" çıkar.

Milla Jovovich , Harper’s Bazaar 'da

37 yaşındaki Rus asıllı model ve oyuncu Milla Jovovich , Harper’s Bazaar  dergisinin son sayısı için Giles-Marie Zimmermann objektifine çarpıcı pozlar vermiş.

salam Ramadhan | bisnes kain batik sarong Terengganu

Begonvilli Ev Halleri

Paylaş

Begonvilli Ev'de yine  küçük mutlulukların hüzünlerle iç içe geçtiği bir dönemdeyiz. Şimdilik hüzünlerimi  kendime saklayıp  ufacık mutlulukları paylaşmak ve çoğaltmak geliyor içimden.

Ve...

O bildik  cümle  aklımda, ''bu da geçer''

Deniz servisi tam da bizim  sokağın başında duruyor. Plaj kıyafetli, simsiyah olmuş cildi parlayan topluca bir hanım çevik  hareketlerle atlıyor servisten. Kocaman çantası, kocaman gözlükleri ile selam vermeden  geçip gidiyor.. Kışın buralarda görmediğim  biri, yazlıkçılardan olmalı. Derken kapı çalınıyor, sütçü Havana Bacı beş litrelik süt damacanası ile  süt getirmiş. ''Aman uğraşacak halim yok bununla''  diyemiyorum. Öyle ya, emeğe saygı, ya küser de bir daha getirmezse vs. vs. Parasını denkleştirip gönderiyorum. Sütü ocağa  koyup ''taşırmasam bari'' diyorum. Kafam dolu iken  hep  yaptığım gibi..  Eşim kavaltısını yaptı ve köşesinde çoktan kitabına gömüldü. Piraye Şengel'in Hayat Tutulması adlı  romanını okuyor. Eşim tam bir kitap kurdudur. Neyse ki öyle:))

Sözüm ona  ufacık mutlulukları paylaşacaktım, hala bunlara gelemedim. Yoksa ben sandığımdan daha çok mu hüzünlerdeyim? Zaten Begonvilli Ev'in mutlulukları bilindik değil  mi? Minik patili dostlar, ağaç, kuş, çiçek, böcek ... Bir de dost gülümsemesi, kültür sanat çeşnili izlenceler, o kadar.. Eee işte ben de biraz  onlardan söz edeyim demiştim ama sözü uzattıkça uzattım. Bu arada iki parça halinde  pişmekte olan sütün bir  bölümü neredeyse taşıyordu, kurtardık.  Şimdi bahçeye inip  sabah açtığım  fıskiyenin yerini değiştirmeliyim.  Belki  güzel bir kaç fotoğraf karesi ile dönerim. Böylelikle küçük mutluluklar sözüm havada kalmamış olur.

Evet, geldim;

bakın neler takıldı objektifime:

Pofuduk Anne sabah doyurduğum yavrularının oyunlarını izliyor.  Hareket halindeki yavruları çekemedim.  Artık siz hayal edin. Bu arada  hala  mükemmel  annelik  devam etmekte.

Sonbaharda olacağını umut ettiğim kabaklar çiçek açtılar.

Japon güllerim şu günlerde cömertçe açıyorlar.

Bu eve taşındığım zaman  bahçede hiç begonvil olmadığını görüp üzülmüştüm.  Oysa bu ev de ''Begonvilli Ev'' olmalıydı. Taşınır taşınmaz bu begonvilleri diktim. Bir yıl sonra çiçek açtılar:)  Henüz istediğim gibi değiller ama idare ederler.

Bu arada fotoğraflar yüklenirken süt taşırılmadan pişti, sabahtan beri mutfak tezgahında bekleyen kahvaltı bulaşıkları  makineye yerleştirildi. Teknolojiye daha çok minnettarım böyle günlerde.

Hatta veranda ve  merdivenler bile paspaslandı.

Bu katlanabilir  sevimli tabureleri dün kapanmak üzere olan bir mağazada buldum. Mağaza demek de doğru olmaz, otantik bahçe malzemeleri ve el yapımı dekoratif  ürünler satılan bir dükkan. Bambu sandalye bakmak için  girdik, çok ucuza(tanesi on lira) bu tabureler ilişti gözüme.  Keyfim yerine gelirse, boyar, patchwork minderler diker çok amaçlı olarak kullanırım. Bu halleri ile bile çok şirinler.

Asıl şaşırtıcı bir konuyu sona sakladım? Bu Biber'e ne oldu böyle?

Dün bahçeye inince salıncakta keyif yaparken buldum onu ama gözlerime inanamadım. Tüyleri  gitmişti!

Burnundaki açık renk çizgi olmasa şüphe edeceğim, başka bir kedi mi diye..  Ama zümrüt yeşili gözleri, burnundaki çizgi, göğsündeki açık renkli bölüm aynı. Biber uzun tüylü olduğu için tasma kullanamıyor. Traş ettirmeyi düşündüm ama veteriner uyutarak edebileceğini söylediği için kıyamamıştım.  Acaba bu işi kim yaptırdı? Bu güne dek hiç ilgilenmeyen eski sahipleri olamaz. Diğer komşular ise bırakın Biber'i, yavrulara bile bir avuç mama vermiyorlar. İşleri yok da Biber'i mi traş ettirecekler.. Doğrusu tam bir muamma..  Derken olay akşam üzeri çözüldü.

Ama bunu da  bir sonraki  yazıda anlatayım.  Çünkü bugün gerçekten de gevezeliğim tuttu ve yazı uzadıkça uzadı.

Tüm dostlara sevgiler, selamlar Begonvilli Ev'den. Sağlığınız ve keyfiniz  hep yerinde olsun..

STREET FASHİON PART 2

İlkay Kaya çekiminden geri kalanlar böyleydi...

Sebdromsuz Pazartesiler...

Bayram

Herkesin Ramazan bayramını kutluyorum. Allahım nicelerinin tekrarını hepimize sağlıkla, huzurla, mutlulukla, sevgiyle ulaşmayı nasip etsin işallah. 

COCO KURABİYE

  Yağsız ve unsuz , dışı hafif sert ancak içi yumuşak çok güzel bir coco kurabiye...

MALZEMELER:

3 yumurta akı

1 çorba kaşığı pudra şekeri

200 gr. hindistan cevizi

170 gr. toz fındık

1 tatlı kaşığı granül kahve

1 paket kabartma tozu

üzeri için ayrıca pudra şekeri

YAPILIŞI:

   Yumurta akı çatalla hafif çırpılıp içerisine diğer malzemeler eklenip yoğrulur. Hamurdan küçük parçalar alınıp elle yuvarlanarak dışı pudra şekerine bulanıp tepsiye dizilir. 170 dereceli fırında 25-30 dakika pişirilir...

AFİYET OLSUN

BULGURLU YEŞİL DOMATES YEMEĞİ

Yarım kilo yeşil domates

1 kuru soğan

yarım kırmızı biber

1 adet havuç

2 diş sarımsak

tuz,pulbiber,şeker

Yarım çay bardağı pilavlık bulgur

2 kaşık zeytinyağı

HAZIRLANIŞI

Soğan yemeklik doğranır,biber ve havuç istenilen büyüklükte doğranıp tencereye sıvıyağ soğan,biber ve havuç konulup soğanlar hafif pembeleşene kadar kavrulur. Domatesler doğranıp ilave edilir hep birlikte 2-3 dakika kavrulup bulgur, tuz, şeker ve sarımsaklar eklenir, sıcak suda katılıp bulgur pişene kadar pişirilir.

Fazıl Say Fethiye'de...

Misafirim var,-Uzunbeyin annesi- gezip tozuyoruz,  bilgisayara az girebiliyorum ama bunu paylaşmadan edemedim. Fazıl Say Fethiye'de konser verecek. Cumartesi akşamı İngilizler,Türkler,Fethiye 'de herkes onu bekliyor. Benyamin Sönmez anısına yapılan 2. Klasik Müzik Festivalinde konuğumuz olacak. Muğla'dan otobüs tutup gelen var,konser ücretsiz ve Beşkaza meydanında yapılacak.


20 Eylül Cuma/ 20th of September Monday

18:30 Çelliçel - Çalış Plajı’nda Gün Batımı Konseri

-Sunset Concert at Calis Beach

17:30 CSO Çello Kuartet – Babadağı zirvede Gün Batımı Konseri

-Sunset Concert at Babadağı Summit 

21:00 Oda Müziği Konserleri/ Chamber Music Concerts 

J.S. BACH, Chromatic Fantasia

Carl Maria von WEBER, Andante e rondo Hongarese, Op.35 

Artemis Sis Balkız, Viyola

Cem Babacan, Piyano

Massanet, Meditation

Dinicu-Heifetz, Hora Staccato

Kreisler, Liebeslied

Bazzini, La Ronde des Lutins

Taylan Ergül, Keman

Cem Babacan, Piyano

-----------ARA---------

J.S. BACH, Partita

Ümit Önder, Keman

R. Schuman, Piyano Sonatı No:2

-So rasch wie möglich

-Andantino, Getragen

-Scherzo

-Rondo

Chopin, Do diyez minör Noktürn

Richard Strauss, Morgen

Mehmet Sönmez, Kontrbas

Deniz Yetim, Soprano

Cem Babacan, Piyano

CSO Çello Kuartet

Klasikler, tangolar, film müzikleri, caz standartlar vs.

Etkinlik Yeri: Beşkaza Meyd Concert Place: Near Fethiye Cultural Centrum

21 Eylül Cumartesi / 21th of September Saturday

18:30 Çelliçel- Belceğiz Sahil Bandı’nda Gün Batımı Konseri

-Sunset Concert at Ölüdeniz Beach

21:00 Kapanış Özel Konseri/ Exclusive Closing Concert

Fazıl SAY Piyano Resitali / Piano Recital

Etkinlik Yeri: Beşkaza Meydanı

Concert Place: Near Fethiye Cultural Centrum


Festival salı günü başladı ama ben ancak şimdi yazdığımdan program yarım.


http://www.benyaminsonmez.com/

 Geçen hafta Fethiyespor kendi sahasında seyircisiz oyun cezası almış, öyle olunca kadınlar ve çocuklar içeri girebiliyorlarmış. Bizde Fethiye'liler olarak takımımızı yalnız bırakmayalım dedik, genci yaşlısı çocukları alıp gittik.Erkeklerden daha iyi mi destek olduk,bilmiyorum 4-0 Bucaspor'u yendi bizim takım :) Trübünler dolu,90 dakika tezahüratlı bir maçtı,ben çok keyif aldım.Bu pazar yine var, uydurabilirsem gideceğim.

İçeri giremeyen erkek seyirci pazaryerinin tepesine çıkıp maçı seyretmeye çalıştı.

Ümit Hanım,  Fatoş  ve diğer Fethiyespor fanatikleri... :)) CHP Kadın Kolları olarak destekteydik. Diğer kadın kolları da vardı, eğer merak ediyorsanız.İlginç bir olay yaşadım birde,okuyucularımdan Dr. Birhan Hanım'da maçtaydı, içeri girerken öndeki hanım tam stadın kapısında bana Asortik Krep diye hitap ederek girince,ben şaşırdım,kendisini tanımıyordum,o beni sorup öğrenmiş :) Yanında kızı da vardı.Bende kartımı verdim,eğer okuyorsa ofise kahve içmeye bekliyorum.- Son dakika kartvizitimi eline sıkıştırabildim çünkü.

... ... .... 


Uzun süredir  internet bağlantıları ve telefon bağlantıları iğrenç. Vodofon telefon ve  internet kullanıyoruz ama her ikisinden de hiç memnun değilim. Telekom zaten davranış olarak iğrenç olduğundan çıkmıştık ama bu ülkenin çivisi çıkmış artık.Kopan hatlar, çevrilip düşmeyen telefonlar benim gibi çevirmeli telefonları bile kullanmış neslin hatırladığı teknik sorunlardan bile daha beter uygulamalara tanık oluyor. Saygısızca müdahale edilen hayatlarımız var, yani sorunların onlardan kaynaklandığını düşünüyorum.Ben Fethiye'ye geldiğim zamanlarda zaten iyi bir internet kullanıcısıydım.Bir  iş giderek kötüleşebilir mi..? Bu kadar son donanımlara sahip, bu kadar para verilen bir sistem hele..Evimde cep telefonuyla konuşmak için merdivene tünüyorum resmen. Numarayı çeviriyorum 3 dakikada bağlanıyor, ve annemi arıyorum tam konuşurken ilk saniyelerde kopuyor,hep aynı teknik sorun! nedense. Telefon numaralarım akıllı telefonlardan kayboluyor, kaydedip aradığım insanlar telefon rehberimden kayboluyor.Bu  sorunları sık yaşıyorum. Ne kadar ilginç değil mi..?.. ! 

İnternette iş yapmak deveye hendek atlatmakla aynı manaya gelmeye başladı ama biz işsel nedenlerle bilgisayarı çok kullanan biriyiz, operatörlere dava açasım geliyor bazen .....! Bir sektör bu kadar hor kullanılamaz. Keyfi olduğunu bazı sitelere girerken daha çok sorun yaşamaya bağlıyorum.-Facebook'ta mesela. Başka sayfa açılırken o açılmıyor,aynı internet ya. Resim yüklerken aynı.. İş yapıcam .. İş bitmeden uykum geliyor.


... ... .... 


Az yazıcam olmuyor bir türlü, neyse şimdilik bu kadar. Ha bu ayın 22 sinde yani pazar günü mevsimin ilk "car boot sell" satışı yani 2. el pazarı  Çalış'ta başlıyor. Pazar günü ayrıca "yeni kuşak köy enstitülüleri derneği" üyesi bir hanım resim sergisi açıyor FKM de.Saat 17.30 da.

Bugün "savaşa hayır" imza kampanyasına katıldım. TGB Fethiye  FKM önünde imza topluyordu.


.. Yazı sakıncalı ya,rengi bir türlü düzelmiyor,uğraşmayacağım,görün işte,bir türlü ne yaptımsa düzelmedi.!

anne hamburgeri

 itiraf ediyorum dışarda satılan hamburgerlere bende bayılıyorum.ama berkayın küçükken hamburgerden zehirlendiği ve sabaha kadar serum aldığı günden sonra ne zaman yesek içime kurt düşer sabahı zor ederim.zaten yemeden önce halimizi gören bakakalıyor bize. önce anne hamburgeri koklar tadar sonra çocuklar yer.gerçi bu şekildede anlaşılmıyormuş.bizde ayda bir hiç bir yemek yapmıyoruz evde kendimiz hamburger yapıp istedğimiz kadar yiyoruz.hamburger günlerimiz var.evvela soğanları iri piyazlık doğrayıp bir kaç damla sıvıyağ ile soteleyip tuz ve baharat atyorum.

 domatesleri halka doğrayıp tuzluyorum,turşuları doğruyorum,patatesleri kızartıyorum.köftesi bildiğimiz köfte.kıyma baharat,yumurta ,bayatekmek,tuz.yuvarlak şekli verip sıvıyağda kızartıyorum.hatta ben biraz tombik köfteler yapıyorum.öyle hamburgercideki gibi üzerinden silindir geçmiş bir halde değilde biraz kalın ama içi sulu köftelerimiz oluyor.

 ben bu şekilde hazırlıyorum herkes hamburgerini kendi damak zevkine göre hazırlayıp alıyor.bu benimki.önce hamburger ekmeğine biraz hardal,soğan.

 sonra köfte,domates ve turşu.

 üzerine ketçap ımmmmm al sana anne whopper'ı.;)

en azından içimiz rahat.

TAZE KEKİK SOSU

TAZE KEKİK SOSU 

1 Demet taze kekik ayıklanıp saplarının çok kalın kısımları atılarak  rondadan geçirilir ,1 su bardağı sızma zeytinyağı,1 limon,2 diş sarımsak ,tuz arzuya göre pulbiber eklenip bir kavanoza koyup buz dolabında saklanır kahvaltıda ,zeytinin üzerinde ,salatalarda birçok yerde kullana bilirsiniz harika bir kahvaltılık

ÜÇGEN RULO ÇÖREK

Kültürümüz de hamur işlerinin yeri bir başkadır .....

Özellikle misafir ağırlarken ve ya kahvaltı sofralarında tercih edilir...

Bu çöreklerin yapması oldukça pratik içine sadece peynirle sınırlı kalmayıp istediğiniz malzemeleri kullanabilirsiniz....

rulo çörek

Malzemeler :

1 bardak ılık süt

1 bardak sıvı yağ

1 yumurta

1 pk instant maya

1 tatlı kaşığı tuz

1 tatlı kaşığı şeker

aldığı kadar un

İç malzeme :

2 bardak çökelek

1 demet maydanoz

Yapılışı :

Yumurtanın sarısını üzeri üzerine sürmek için ayırın ve diğer malzemeleri aldığı kadar un ile yoğurun...

20 dakika oda sıcaklığında mayalanmaya bırakın....Bu sürecin sonunda hamuru tekrar yoğurun ve unlu tezgah üzerinde yarım cm kalınlığında mümkün olduğunda dikdörtgen olacak şekilde açın....

Önceden hazırladığınız maydanoz ve peynir karışımını açtığınız hamurunu üzerine her tarafını kaplayacak şekilde yayın ve rulo yapın.....

Aşağıda göründüğü gibi üçgen üçgen  kesin .....

kahvaltılık çörek

Yağlanmış uygun bir tepsiye yerleştirin ( kenarlarından çıkanları ortasına yerleştirebilirsiniz ) 15-20 dakika daha mayalanmaya bırakın....

Üzerine   ayırdığınız yumurtanın  sarısını sürün ve önceden ısıtılmış 180 derece fırında kızarıncaya kadar fırınlayın.....

Afiyet olsun....